“CEHENNEM BAŞKALARIDIR”

Standart

Dinle beni, her birimizin bir amacı var değil mi? Para, aşk bunlar umrumda bile değildi. Bir kadın olmak istiyordum. Güçlü bir kadın. Varımı yoğumu tek bir atın üzerine oynadım. Bunun gibi en tehlikeli yolları seçen bir insanın korkak olması mümkün müdür? Tüm yaşam yalnızca tek bir davranışa göre sorgulanıp, yargılanabilir mi?

Tunç Heykel…

İşte zamanı geldi. Tunç heykel karşımda. Onu seyrediyor ve cehennemde olduğumu anlıyorum.

Her şey önceden tasarlanmıştı diyorum size. Benim, tüm bu bakışlar üzerimdeyken elimi şu heykele bastırarak, şu şöminenin karşısında duracağımı önceden tasarlamışlardı. Beni yiyen tüm bu bakışların altında. Kimi, kimleri seveceğim, kimleri öpeceğim, kimleri üzeceğim… Tüm bu etrafımdaki yabancılar tasarlanmıştı.

“Hah, peki ya siz, yalnızca iki kişi misiniz?” , “Bu kadar mısınız? Ben sizleri daha çok sanıyordum!”

Demek cehennem bu! Buna asla inanmazdım.

Acı, ateş, kükürt, odun yığını, ızgara… Hepsi sizsiniz demek! Ah! Ne gülünç!

Kızgın ızgaranın ne gereği var?

Cehennem başkalarıdır!

J. PAUL SARTRE

 

NO EXIT B JPS

Huis-clos    ‘No Exit’ by  Jean-Paul Sartre

 

“Je ne suis pas moi, mais je voudrais bien”

Ben kendim değilim ama olmak isterim.

 

Kimse ne tam olarak kendisi ne de tam olarak olmak istediği kişi olabilir çünkü özgürlük kendi başına çok da özgür bir kavram değildir.

Sen kendi özgürlüğünü bulmaya çalışırken başkalarını özgürlüğe ulaşma yolunda kısıtlarsın..

Özgürce özgür olamadığından özgürce kendin de olamazsın.

Ama cehennem bu değil.

Kendin olursun, olmazsın… Başkası olursun ya da hiç kimse olursun. Belki de herkesten biraz biraz olursun. Ve bunların hiçbiri cehennem değil.

Ötekinin bir bakışıyla bir nesneye dönüşürüz, bir bakışımızla karşımızdakini ‘şey’leştiririz. Sadece bakarak bile özgürlük yok edilebilir ve birbirimizi bakışlar altında köleleştiririz. Bu çatışma bittiği an ilişki de biter. Yalnızlık yanmaksa eğer, cehennem kuru kalabalıktır. Kupkurudur ve kurutur dallarını. Ve yanmak, kurumaktan çok daha değerlidir.

İnsanlar cehennemdir ama yalnızlık değil.

Yalnızlık nedir? Neden hep en kötü şekillerde tarif edilir?

Yalnızlık çok hayal kurmaktır mesela…

Müziğin bile seni dinlemesidir.

‘Kendin pişir, kendin ye’dir.

Son sigaranı sadece senin içebileceğini bilme keyfidir.

Hiçkimseye “gidersen tekrar eski günlerime dönücem.” dememektir.

Kendine kalabalık olmaktır.

NO EXIT

“I’m going to smile, and my smile will sink down into your pupils, and heaven knows what it will become.”  J.Paul Sartre , No Exit

Bunların hiçbiri cehennem değil.

Cehennem gördüklerin, yaşadıkların değil.

Gördüklerini sen görürsün, yaşadıklarını sen bilirsin. Cehennemse başkasının gözünde olur biter. Başkasının gözüdür senin hayatını yargılayan… Ve başkalarının gözlerinde gördüğün hayatındır, hayatından nefret etmene sebep olan.

Kimliğin, doğum izin, dikişlerin ve kırık çıkıkların ötekinin ağzında tükürüklü bir cümle yumağı olduğunda cehennemdir.

İyi ya da kötü birer hatıradan ibaret olan geçmişin, ötekinin ağzından, burnundan, kulağından ve kınayabilme yetisi olan her türlü uzvunun süzgecinden geçerek bir cisme dönüşür. O cisim sopaya. O sopanın dayağı cehennemdir.

 

Hayatta var olabilmek için, seni ötekinin gözünde var yapacak sıfatlara ihtiyaç duyduğun zaman cehennemdesindir.

Güçlü mesela. O sıfatı karalasalar isminin önünden yoksundur mesela. O yüzden tüm hayatını güç kazanmaya ve ya kaybetmemeye harcar bitirirsin. Bir sıfatın, başka insanların tutsağı olarak geçirirsin.

no exit 4

“As for me, I am mean: that means that I need the suffering of others to exist. A flame. A flame in their hearts. When I am all alone, I am extinguished.”  J.Paul Sartre, No Exit

Zengin mesela. Paranı elinden alsalar ‘Acaba ben gerçekten var mıyım?’ diye kendine sorarsın.

Kimilerinde güzellik. Ötekinin gözünde güzel olmazsam başka ne olabilirim ki? Bu cevabı veremedikleri an hapsedildikleri noktadır. O nedenle hep güzel, hep güzel olmalıdırlar. Yok olmamak için…

İşte bütün bunlar cehennemdir.

Çok uzaklara gitmeye, hatta ölmeye hiç gerek yok.

Onay alma duygusu ilginçtir. Gerçekte mükemmelllikten çok çok uzakta bir noktada olan ‘sen’in, aynada gözüken mükemmel yansımasını inandırıcı kılmak için yapılanlar… Ne saçma aslında!

Aynaya bile kendini beğendirmeye çalışmaktır.

Cehennem o zaman işte aynanın ta kendisidir.

Ya da evsizliktir.

Hiçbir yeri evin gibi hissedememektir. Çünkü her şey bir başkasının göz zevkine hitap edecek şekilde dekore edilmiştir o evde. Işık olması gerektiği yerdedir, karanlık olması gerektiği yerde…

Salon tam 18 adım ötededir, şömine ise sağ köşede.

Şöminede yanan ateş gerçek ateş değil.

Gerçek ateş nedir? Yanmak, tutuşmak…

Kibrit, odun, şömine…

Gerçekten de yanmak için bunların hiçbirisine ihtiyaç yoktur.

Cehennem kimdir, nedir?

Hepimiz cevabı biliyoruz!

 

 

 

“CEHENNEM BAŞKALARIDIR”’ için 4 yanıt

  1. Salih Boğa

    Çok beğendim 👌 Kendi cehennemimizi kendi düşüncelerimiz , başkalarının yargılarına bağımlılığımız yaratıyor işte.. Özellikle sonu çok vurucu 👏👏

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s