En çok yapmak istediğim şeyi sonunda yaptım; hayatımda bahar temizliği!
Tüm zaaflarımı, kırgınlıklarımı, korkularımı çıkardım içimden önce. Dizlerime koydum. İçimde bu kadar yer kapladıklarını bilmiyordum. Her şeyi çıkarınca bir boşluk kaldı yerinde. Nasıl da alışmışım onlara, yer açmışım hepsine, benimsemişim hepsini… Yerlerine birer birer bağışlama koydum, ders koydum, anlayış ve empati koydum. Hepsini harmanladım ve özümsedim. Bütün bunları kalpten inanarak yaptım, çünkü inanmadan yaptığım her şeyi yarım bıraktım şu hayatta. Bu sefer sonuna kadar gitmeyi kafama koydum.
Geçmişi sildim, izlerini süpürdüm, ruhumu cilaladım, güzel anıları başucuma dizdim, kötüler neydi, unuttum bile… Çünkü öfkeyi de attım beraberinde içimden. Bu kadar ipliğin ucunda bir hayat yaşarken, her şey bu kadar uçucu ve sonluyken, sonu gelmeyen dramaları, akıl ve ruh sağlığıma iyi gelmeyen duyguları içimde barındırmama gerek yoktu, ben de yıkandım.
Hiçbir şeyi yok saymadım yanlış anlaşılma olmasın, gerçeklerden kendimi soyutlamadım, gözlerimi de yummadım. Tam tersi her şeyi iyisiyle, kötüsüyle tartıya koydum. Gördüm ki, iyi şeyler, bende misafir olmaya gelmemiş insanlar, çaba harcamadan kendimi olduğum gibi sevdirebildiklerim bana zaten koala gibi sarılmışlar. Mutluluklarımda yanımda olmaya, heyecanlarımı paylaşmaya, hayatıma yeni anlamlar katmaya özen gösteriyorlar. Kırıldığım zaman parçalarımı yapıştırmaya çalışıyorlar, çoğu zaman onarıyorlar kalbimi. Çünkü içten ve de severek yapıyorlar. Gerçekler en acıyken bile çat çat yüzüme söylüyorlar yanlışları ki kendimi değiştirebileyim, geliştirebileyim ve de değiştiremeyeceklerimi kabullenmeyi öğrenebileyim.
Diğerleriyse… Diğerleri işte!
Bu demek olmuyor ki gidenler kötü olduklarından ya da benim kötü olmamdan dolayı ayrıldılar hayatımdan. Hayır, herkesin kendince haklılıkları, haksızlıkları, doymuşlukları, kırılmışlıkları, pes etmişlikleri vardır ve de geçerli sebepleri.
Şunu öğrendim ki; bir yerden sonra insanlar birbirlerinin hayatlarında miladlarını dolduruyorlar. Artık birbirlerinden alacakları, birbirlerine katacakları kalmıyor. Alışveriş bitiyor. Sonrasında birbirlerinden çalmaya başlıyorlar. Birbirlerinin yaratıcıklarını köreltiyorlar; birbirlerini, kendilerini tekrar ettikleri bir girdaba sürüklüyorlar.
En kötüsü de, sende görebilecekleri güzelliklere, iyiliklere ve de sevgiye gözlerini kapatmış olan insanlar. Çünkü onlar zaten kararını vermiş oluyor. Senin sözlerin sadece fısıltı sessizliğinde bir eko yapıyor kulaklarında çünkü onlar sadece kendi sözlerini duyuyorlar ve de kendi inanmışlıklarını yaşıyorlar. O zaman da sana sadece güle güle demek kalıyor.
Kıskançlıklarımı koyuyorum sonra kucağıma. Açıkcası “oh” diyorum kendi kendime rahatlıyorum çünkü sadece kırıntılarını bulabiliyorum içimde. “Ya daha fazlasını bulsaydım, nasıl temizlerdim ki kendimi bu kirlerden, arınmak kolay mı böyle bir şeyden?” diye düşünüyorum.
Egolarım var sırada. Kendimi çok önemseyişlerim, dünyanın merkezine oturtmuşluklarım… Evet ona yenik düştüğüm zamanlarım oluyor.
Çünkü küçüğüm hala aslında, o kadar da olgunlaşmadım. Çocukluğu tutuyorum bir yerlerde ki, ona sık sık ihtiyacım olacak biliyorum.
Doğallık, sevecenlik, sadelik ve hoşgörü koyuyorum hepsinin yerine. Bir bakıyorum mutluluk da kendiliğinden gelmiş oturmuş köşesine.
Gerçekten herkese ama herkese tavsiye ediyorum.
Herkes bedenini, aklını, ruhunu arındırmalı kirlerden. Çevresini daraltmalı ama kalbini büyütmeli…
2016’ya ben böyle giriyorum.
Ve sonunda fabrika ayarlarıma geri dönüyorum!

Dana Sanchez – New Beginnings
Bayıldımmmmmm🙏❤️
BeğenBeğen
Bayildiimmm👊👏👏
BeğenBeğen